Türkiye ve AB İlişkilerinde Yeni Dönem

Türkiye ve AB bayrakları

Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkilerde son dönemde yeni bir sayfa açılıyor. Geçtiğimiz hafta Brüksel'de gerçekleştirilen üst düzey görüşmelerde ticaret, enerji ve göç konularında önemli kararlar alındı. Bu makalede, Türkiye-AB ilişkilerindeki son gelişmeleri ve bunların ekonomik etkilerini değerlendireceğiz.

Türkiye-AB İlişkilerinde Dönüm Noktası

Türkiye ve AB arasındaki ilişkiler, son yıllarda çeşitli siyasi gerilimler nedeniyle inişli çıkışlı bir seyir izledi. Ancak, küresel ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler, her iki tarafı da ekonomik işbirliğini güçlendirmeye yönlendiriyor. Özellikle enerji güvenliği, tedarik zinciri sorunları ve bölgesel istikrar konularında ortak çıkarlar, yeni bir diyalog sürecinin başlamasına zemin hazırladı.

"Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ve gümrük birliğinin güncellenmesi, her iki tarafın da ekonomik çıkarınadır. Bu süreç, karşılıklı güven inşası ve yapıcı diyalog ile ilerletilmelidir." - AB Komisyonu Sözcüsü

Gümrük Birliğinin Güncellenmesi

1996 yılında yürürlüğe giren Türkiye-AB Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi, son görüşmelerin en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Mevcut anlaşma, tarım ürünleri, hizmet sektörü ve kamu alımlarını kapsamamaktadır. Güncelleme çalışmalarının bu alanları da içerecek şekilde genişletilmesi planlanıyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, AB ülkeleri Türkiye'nin ihracatında %41,5'lik payla en büyük pazar konumunda. Gümrük Birliği'nin güncellenmesiyle Türkiye'nin AB'ye ihracatının yıllık %10-15 artması ve ticaret hacminin 200 milyar doları aşması öngörülüyor.

Yeşil Mutabakat ve Türkiye'nin Uyum Süreci

AB'nin 2019'da açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı, Türk şirketleri için hem bir zorluk hem de bir fırsat teşkil ediyor. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), AB'ye ihracat yapan Türk firmalarını karbonsuzlaşma konusunda harekete geçmeye zorluyor.

Yeşil Mutabakat Kapsamında Türk Şirketlerini Etkileyecek Düzenlemeler

  • Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM)
  • Sürdürülebilir Ürünler için Eko-Tasarım Yönetmeliği
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Direktifi
  • Avrupa İklim Yasası ve Emisyon Ticaret Sistemi Reformu
  • Yeşil Tahvil Standartları

Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, Yeşil Mutabakata uyum sürecini desteklemek için 2021 yılında "Yeşil Mutabakat Eylem Planı"nı yayımladı. Plan kapsamında, Türk şirketlerinin karbon ayak izini azaltmasına yönelik teşvikler ve teknik destek programları devreye alındı.

Enerji İşbirliğinde Yeni Fırsatlar

Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Avrupa'nın enerji güvenliği konusunda yaşadığı endişeler, Türkiye'yi AB için stratejik bir enerji koridoru haline getiriyor. Son görüşmelerde, Türkiye üzerinden Avrupa'ya gaz taşınmasına yönelik yeni projeler ele alındı.

Özellikle Türkiye'nin keşfettiği Karadeniz doğalgaz rezervleri ve Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının AB pazarına taşınması konusunda işbirliği potansiyeli değerlendirildi. Ayrıca, yeşil enerji konusunda da ortak projeler geliştirilmesi planlanıyor.

Vize Serbestisi ve Mobilite Ortaklığı

Türk vatandaşlarına vize serbestisi konusu, son görüşmelerde tekrar masaya yatırıldı. AB yetkilileri, Türkiye'nin yerine getirmesi gereken kriterlerin bir kısmında ilerleme kaydedildiğini, ancak özellikle terörle mücadele yasası ve kişisel verilerin korunması konularında daha fazla adım atılması gerektiğini vurguladı.

İş insanları, akademisyenler ve öğrenciler için vize kolaylıkları sağlanması konusunda ise daha somut adımlar atıldı. Özellikle yüksek nitelikli işgücünün hareketliliğini artıracak programların geliştirilmesi kararlaştırıldı.

Türk İş Dünyası İçin Beklentiler ve Öneriler

Türkiye-AB ilişkilerindeki bu olumlu gelişmeler, Türk iş dünyası için yeni fırsatlar sunuyor. İş dünyasının bu süreçten en iyi şekilde yararlanabilmesi için öneriler şunlardır:

  1. AB Standartlarına Uyum: Ürün ve hizmetlerin AB standartlarına uygun hale getirilmesi, ihracat potansiyelini artıracaktır.
  2. Yeşil Dönüşüme Yatırım: Karbon ayak izini azaltacak teknolojilere yatırım yaparak, AB pazarında rekabet avantajı elde edilebilir.
  3. Ar-Ge ve İnovasyon: AB'nin Ufuk Avrupa gibi araştırma ve inovasyon programlarına katılım sağlanarak, yeni teknolojilerin geliştirilmesi desteklenebilir.
  4. Dijital Dönüşüm: AB'nin Dijital Tek Pazar stratejisiyle uyumlu dijital dönüşüm projeleri geliştirmek, rekabet gücünü artıracaktır.
  5. Sektörel İşbirlikleri: Otomotiv, tekstil, makine ve kimya gibi kilit sektörlerde AB şirketleriyle stratejik ortaklıklar geliştirmek, katma değerli üretime geçişi hızlandıracaktır.

Sonuç: Pragmatik İşbirliğinin Geleceği

Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerde yaşanan bu olumlu gelişmeler, ekonomik ve ticari açıdan her iki taraf için de faydalı olacak pragmatik bir işbirliği döneminin başlangıcı olabilir. Tam üyelik sürecinde yaşanan durgunluğa rağmen, sektörel işbirliği ve ekonomik entegrasyonun derinleştirilmesi, Türkiye ekonomisi için büyüme ve kalkınma fırsatları sunmaktadır.

Önümüzdeki dönemde, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde ekonomi diplomasisinin ağırlık kazanacağı ve karşılıklı çıkarlar temelinde pragmatik işbirliğinin artacağı öngörülmektedir. Bu süreçte, Türk şirketlerinin AB pazarında rekabet gücünü artıracak stratejik adımlar atması kritik önem taşımaktadır.

Türkiye-AB İlişkileri Gümrük Birliği Yeşil Mutabakat Enerji İşbirliği Ekonomi Diplomasisi